BM üyeleri, dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su
sorununa dikkat çekmek için, içilebilir su kaynaklarının korunması ve
çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanması ve teşvik edilmesi
amacıyla bu isimde bir gün adanmasını kararlaştırmıştır.
Dünya üzerinde ki suyun dağılımına rakamlarla bakarsak,
akıllarda ki tabloyu daha net çizebiliriz.
Yeryüzünde ki toplam su hacminin ancak %3’ü tatlı su
kaynağıdır ve içilebilir özellik taşır (1).
Bu %3’lük dilimin de;
·
Ancak % 0.3’ü hızlı ulaşılabilir tatlı
su kaynağıdır, ucuzdur.
·
%30 luk
kısmı yer altı suyudur ve ulaşılması zahmetlidir, pahalıdır.
·
%69’u buzul tabakasıdır, çeşitli işlemlerden sonra
içme suyu özelliği kazanır ve çok pahalıdır.
Bu da kaba bir hesapla yer yüzünde ki her 1.000.000 m³ suyun sadece 90 m³ ünün tatlı su
niteliğinde ve içilebilir olduğunu göstermektedir. Aşağıda ki renksel dağılım
ise, insanların ülkelerde ki içilebilir suya ulaşabilme durumunu
göstermektedir. Nüfusu hızla artan ülkelerin ileride sarı ve kırmızı bölgeler
içinde yer alacağı düşünülürse, Çin’in önümüzde ki 20 yıl içinde en büyük
ekonomik sorununun su olacağı tartışılmaktadır (2).
Afrika kıtasında ise su kaynaklarına ulaşılması konusunda, yıllar geçmesine
rağmen, altyapı yatırımları hala yeterli düzeye gelmemiştir.
İnsan sağlığı açısında hayati önemi olan suya ulaşmamız bir
gün gerçekten zor olursa, sağlığımız açısından her kaybettiğimiz su yüzdesi
için neler hissedebileceğimize bir bakalım.
%1: Susuzluk hissi çekeriz, ısı düzenimiz bozulur ve
performansımız azalır,
%3: Vücut ısı düzenimiz iyice bozulur ve aşırı susuzluk
hissi başlar
%4: Fiziksel performansımızın %20-30 ‘unu kaybederiz
%5: Baş ağrısı başlar, yorgunluk iyice artar
%6: Halsizlik, titreme başlar.
%7: Fiziksel aktivitemiz sürerse bayılmalar yaşamaya
başlarız.
%10: Bilinç kaybı yavaşça başlar ve artarak devam eder.
%11: Vücut dirençsizliği baş gösterir ve koma durumu başlar.
%12: %97 oranında ölümle sonuçlanır.
%15: %100 ölürüz.
Su, hayata canlılık veren, insanlığın ortak kullandığı nihai
tek kaynak ve mirastır. Hiçbir doğal zenginliğin, yaşamımızda su kadar önemi
bulunmamaktadır. Bugün harcadığımız her damla suyun, yarına daha az kaynak
bırakacağının bilincinde su tüketirsek, çocuklarımızın ve gelecek neslin
üzerinde, onlara yaşam hakkı sağlamak adına, vicdanen, doğru sorumluluk
içerisinde hareket etmiş olacağız. Bireysel açıdan önemli olan ve
üzerimize düşen, suyu tüketmemek veya şimdikinden az tüketmek değil, gereksiz
kullanımı önleyici tedbirleri hayatımıza katmaktır. Kaynaklarımızın korunması
ve sürdürülebilirliği açısından herkesin bu sorumluluğu taşıması dileğiyle, dünya
su günününüz kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder